Hareket ettiğimizde bizi dengede tutan karmaşık
nöromusküler mekanizmaları farkına varmayız. Ancak
bir kaza veya hastalık sonucu düştüğümüzde postürel kontrolu
farkedebiliriz.
Postürü sağlayan bu sistemler bizim gibi iki ayak üzerinde duran
canlılarda olduğu kadar dört ayak üzerinde duranlarda da
gelişmiştir. Hızla koşan bir yırtıcı aniden
yön değiştiren avına yetişebilmek için öncelikle
ağırlık merkezini dönüş yönüne savurmalı ve santrifüj
gücünü dengelemelidir.
Böyle bir örnek insan için de verilebilir. İki tekerlekli
bisiklet...
Postural sistem 3 temel problemle başa çıkmalı.
·
Yerçekimine karşı dengeyi sağlamak.
·
Hedefe yönelik hareketleri önceden planlamak.
·
Adaptasyon yeteneğine sahip olmak.
Postürün sistematik araştırılması, öncelikle dört
ayaklı hayvanlarda, özellikle deserebre kedilerde
başlamıştır. Bu hayvanlarda serebral kontrol orta beyin
düzeyinde bir kesi ile ortadan kaldırılmıştır. Bu
çalışma preparatı ilk olarak 20. yy başlarında Charles
Sherrington tarafından hazırlanmıştır.
Deserebre kedi ve köpeklerde yapılan çalışmalarla
Sherrington, Rudolf Magnus ve diğer fizyologlar, germe reflekslerini
aydınlatma imkanı bulmuşlardır. Kesi superior ve inferior
kollikül arasında olduğu zaman ekstensör ve diğer anti-gravity
kaslarda kontraksiyon artar ve bu durum deserebre rijiditesi olarak
adlandırılır. Bu rijidite hayvanın desteksiz olarak ayakta
durmasına yetecek kuvvette olabilir.
Ekstremitelerden gelen duysal sinirler kesildiğinde,
anti-gravity kasların artmış kontraksiyonu dramatik
şekilde ortadan kalkmaktadır. Bu, efferent motor kontrolde, kaslardan
kaynaklanan afferent sinyallerin önemini ortaya koymaktadır.
Egosentrik koordinat sistemi
vücut bölgeleri arasında
Ekzosentrik koordinat sistemi çevre ile
Geosentrik koordinat sistemi yer çekimi ile
Bu üç sistemin oryantasyonu gereklidir. Örneğin, başın
pozisyonu görmenin stabilizasyonu için gereklidir.
Vücudu etkilen tüm kuvvetler dengelendiğinde, istirahat durumunda statik denge haline
ulaşılır. Hareket halinde dengenin korunmasına ise dinamik denge adı verilir.
Yer çekimine karşı stabil duruşu sağlamak
amacıyla hayvanlar çok farklı stratejiler izleyebilir. Örneğin
filler, yüksek vücut ağırlıkları nedeniyle
bacaklarını aynı hatta dik olarak tutarak minimum vektöryel
kuvvet oluşmasına imkan verir. Buna karşın bazı küçük
dört ayaklılar, kıvrılmış eklemlere sahiptir ve gergin
kaslarla desteklenen bu yapılar, tehlikeye hızlı yanıt
imkanı verir.
Bizlerde bu stratejilerden faydalanırız.
Normalde filler gibi...
Koşu yarışının startında...
Vücutta bir ekstremitenin yaptığı hareket, tüm vücudun
ağırlık merkezini değiştirecektir. Buna
karşılık gelecek bir hareket yapılmazsa düşmek
kaçınılmaz olur. Dengeyi sağlamak amacıyla, her istemli
harekete karşılık counterbalancing hareket gereklidir. Bu
hareket asıl hareketten 600 ms gibi bir süre önce başlayarak dengeyi garanti altına alır.
Postürel kontrol değişik koşullara adapte olabilir.
Kol örneği... (Kişi kendi yaptığında ve
başkası yaptığında farklı sonuçlar görülüyor.)
Figure 41-2
Rus araştırmacılar, deney hayvanlarını bir
sesi duyduklarında bir ekstremitelerini kaldırmak üzere
şartlandırmış. Daha sonra hareketi dengelemek üzere
diğer ekstremite tarafından yapılan karşı hareket incelenmiş
ve bunun asıl hareketten daha önce
başladığı görülmüş.
Lew Nashner insanda postürel kontrolun adaptasyonunu göstermek
amacıyla bir düzenek hazırlamış.
Figure 41-3
Nashner serebellumlarında lezyonu bulunan hastaların postural
adaptasyonda başarılı olmadığını görmüş
ve serebellumun bu tip motor öğrenmede önemli olduğunu
saptamış. Fay Horak ve Hans Diener anterior serebellar lob lezyonlu
hastalarda postural kontrol çalışmaları
yapmıştır.
Figure 41-4
Postural kontrolün adaptasyonu lokomosyon sırasında gerçekleşir.
Önce gözü bağlı normal zeminde düz yürüyor.
Kişi gözü açıkken 1-2 saat dönen disk üzerinde yürüyor.
Normal zeminde gözü bağlı düz yürüyemez hale geliyor ancak
bir tekerlekli sandalyeyi hala düz götürebiliyor.
Figure 41-5
Doğuştan sahip olunan vestibülospinal ve servikospinal
refleksler postural stabilitenin sağlanmasında rol alır.
Figure 41-6
a) hayvan normal pozisyonda
b) baş ve vücut beraber sola yatıyor saf vestibülospinal
stimülasyon
c) sadece gövde sola yatıyor
saf servikal stimülasyon
d) sadece baş yana yatıyor baş hem yerçekimi hem de
gövdeye göre dönmüştür. Burada her iki refleks birbirine karşı
gelir, hayvan ekstremiteleri gergin şekilde postür bozulmadan durur.
Bir dört ayaklı hayvanda kafa ve vücut sola doğru
yatırılırsa, vestibülospinal cevaplar sol ekstremitelerin
gerilmesine buna karşın sağ tarafın fleksiyonuna neden
olur. Vücut tek başına sola yatırılırsa servikospinal
cevap buna karşılık verir. Öte yandan, vücut sabitken baş
sola yatırılırsa bu iki refleks birbirine
karşılık gelir ve vücudun pozisyonu değişmez.
Postural kontrola vestibüler katılım, deneğe verilen
rahatsızlığın tipine göre farklılık gösterir.
Örneğin, kişinin üzerinde durduğu platform aniden, beklenmedik
şekilde geriye doğru hareket ettirilirse, vestibüler labirentlerinde
sorunu olan kişiler öne düşmeye karşı gösterilen reaksiyonu
normal olarak gösterirler. Ayak yerine başa müdahale edilirse bu
kişiler normal, kısa latanslı, düzeltici hareketleri
gerçekleştiremezler.
Figure 41-7
Vestibüler yanıtın primer fonksiyonu başı uzayda
stabilize etmektir. Labirentektomiden sonra kediler dengelerini yitirirler
çünkü servikospinal refleksler vestibüler inputlara uygun cevapları
veremez hale gelmiştir.
Rotating beam düzeneğinde
Normal kediler düşmeden yürümeyi öğreniyorlar.
Bilateral labirentektomili hayvanlar hiçbir zaman öğrenemiyorlar.
Unilateral labirentektomililer ise zaman içerisinde tekrar bu
yeteneği kazanabiliyor. Ancak bu lezyon uygulaması sonrası
dönemde izlenen programa bağlı.
Figure 41-8
Hayvanlar normalde 7 haftada iyileşiyor.
İlk 12 gün statik postür de sağlanamıyor.
İyileşme sonrası 1 haftalık restraint sonucu
etkilemiyor.
İyileşme periyodunun ortalarında restraint
iyileşmeyi bozuyor.
Operasyondan hemen sonra restraint iyileşmeyi %40 la
sınırlıyor.
Adaptif motor öğrenme vestibülo-oküler sistemde
ayrıntılı çalışılmıştır.
Bir denek görüntüyü büyüten (ince kenarlı) mercek kullanırsa
dış dünyayı olduğundan büyük algılayacaktır.
Bununla oranlı şekilde retinal görüntünün hızı da
artacaktır. Normal vestibülo-oküler refleks gözleri kompanzatuar
doğrultuda, aynı hızda hareket ettirirken, mercek
kullanıldığında bu yanıt uygunsuz hal alır.
Mercekler bir hafta boyunca sürekli kullanıldığı zaman
vestibülo-oküler refleks tekrar kazanılır ve görüntü stabilize
edilir. Bu değişiklik refleks yollardaki synaptic efficacy- neural
gain deki adatif ayarlamalara bağlıdır.
Figure 41-9
Maymunlar mercekler takıyor -
*2 ve *0.5
Refleks kazancınca, günler içerisinde *2 de artış ve *
0.5 te azalma görülüyor. Bu değişimler mercek
kullanılmadığı zaman geriye dönüyor.
Vestibülo-oküler kontrolün adaptasyonunda serebellum anahtar rol oynar.
Masao Ito tavşanlarda çalışmış. Ito hipotezini
ortaya atmış.
Beyin kökündeki vestibüler çekirdeklere direk eksitatör inputlara ek
olarak, vestibüler labirentteki duysal nöronlar da serebellumun flokkonodüler
loblarındaki, purkinje hücrelerine input sağlar. Purkinje hücreleri
de vestibüler çekirdekler üzerinde inhibitör etki yaratır.
İleri dönemdeki çalışmalarda, Miles ve Lisberger
Purkinje hücreleri tarafından hedeflenen beyin kökü nöronlarının
adaptif öğrenmenin alanı olduğunu ve serebellumun bu adaptasyonu
yürüten sinyali oluşturduğunu ortaya atmışlardır.
Figure 41-10
Vestibülo-oküler refkesteki adaptif öğrenmenin
kayıtlarının serebellum kontrolu altında beyin kökünde
tutulduğu düşünülmektedir.
Leubke ve Robinson serebellumda flokküler korteksi kapatan doğal
olmayan çok kuvvetli bir elektrofizyolojik uyarı metodu
geliştirmiş. Bu şekilde iki temel sorunun cevabını
aramışlar.
Kortikal kapatma, davranışla indüklenen adaptif
öğrenmeyi önleyecek mi? Önlüyor..
İkinci soru, kapatma periyodu boyunca vestibülo-oküler refleks
hafızasında değişiklik oluyor mu? Yoksa bozulmadan
kalıyor mu? Bozulmadığı görülmüş ve serebellar
korteksin refleksteki adaptif değişikliklerde çok önemli rolü
olmasına karşın, primer merkez olmadığı
gösterilmiş.
Denek eşmerkezli bir silindirin merkezine oturtuluyor ve aydınlıkta bu silindir sabit bir hızla döndürülüyor. Önceleri denek, silindirin döndüğünü algılıyor. Bir süre sonra, silindir yavaşlatıldığında denek kendini karşı yöne hareket ediyor gibi hissediyor. 30 saniye sonra denek kendini silindire göre, sabit hızda dönüyor gibi hissediyor. Bu ilüzyon circular vection olarak biliniyor.
Vestibüler ve optokinetik yollar konverjans yaparlar. Bu nedenle birinde oluşsan stimülasyon diğerinden de bir uyarı geliyor gibi algılanabilir.
Figure 41-11
Postürel kontrolun hedefi, vücut bölümlerinin birbirleri ve çevre ile uyumlu hareket etmesini sağlayarak denge kaybının engellenmesidir.
Postür, vücut hareketsizken (statik postür) ve hareket halindeyken (dinamik postür) sürdürülmelidir. Doğal davranışların dinamik aşamalarında, istemli hareketler sonucu denge bozulabilir ancak bunu düzeltecek karşılayıcı motor aktiviteler vardır ve bunlar asıl hareketten önce aktif hale gelir.
Karşılayıcı yanıtlar komplekstir ve çok sayıda kas grubunun sinerjizmini gerektirir. Öğrenilmeleri gerekir ancak bir kez öğrenildiler mi spesifik hareketlere yanıt olarak otomatik devreye girerler.
Postural sistem aynı zamanda beklenmedik rahatsız edici
durumlara karşı da hızla yanıt verebilir. Bu
yanıtların bazıları doğuştandır,
bazıları ise serebellumun da katıldığı motor
öğrenme ile kazanılır.