Vertebrat
sinir sisteminin farklı fonksiyonları çeşitli sinir hücre tipleri arasında
belli bağlantıların şekillenmesine bağlıdır. Bu bağlantılar birkaç basamakta
şekillenir:
İlk olarak ektodermal hücrelerden proliferasyonla nöral plak
oluşur, immature nöron ve glia hücrelerinin kaynağıdır.
İmmatur
nöronlar daha sonra proliferasyon zonundan final pozisyonlarına doğru göç eder
ve aksonları hedef hücrelere uzanır. Büyüyen akson ve hedef hücre arasındaki bağlantı formasyonu
daha sonra selektif sinaps formasyonunu başlatır. Bazı sinaptik bağlantılar
güçlenirken diğerleri kaybolur.
Bu
gelişimsel program nöral hücre tiplerinde ve bağlantılarında büyük bir çeşitlilikle
son bulur. Sinir hücrelerinin farklanmasındaki temel prensipler diğer
gelişimsel basamaklarına benzerdir.
Nöral
gelişimi yönlendiren mekanizmaların çoğu değişik organizmalarda korunmuştur.
Gerçekten de, vertebratlarda nöral gelişimin moleküler temeli hakkında
öğrendiklerimizin çoğu meyve sineği Drosophila melanogaster ve
nematode solucan Caenorhabditis elegans gibi genetik analizleri
ortaya konulan organizmalardan elde edilen sonuçlardan çıkarılır. Bu bölümde
esas olarak vertebrat sinir sistemi gelişimine ilişkin prensipler, erken dönem
sinir sistemi gelişiminde hücre tiplerinin oluşumunu düzenleyen ilk sinyal
olayları tartışılmaktadır.
►Sinir sistemi tümüyle ektodermden meydana gelir
Sinir
sistemi embriyogenesisin döneminde gelişmeye başlar, öncelikle üç esas hücre
(germ) tabakası oluşmuştur:
En
içte yer alan tabaka endoderm: barsak ,akciğer,karaciğer;
ortada
mezoderm: bağ dokusu, kas, vasküler sistem;
endışta
ektoderm: santral ve periferik sinir sisteminin major dokularını meydana
getirir.
Gastrula
döneminde embriyonun dorsal orta hattı boyunca ektodermal hücreler nöral plak şekline dönüşür, columnar epitelyum
oluşur, daha sonra nöral ve glial hücreler türevlenir. (F:1).
Nöral plak dışında kalan ektoderm ise tabaka nöral program farklanmasının
devamında başarısızlık göstererek derinin epidermisini meydana getirmektedir.
Nöral
plak oluşumundan hemen sonra tübüler bir yapı şeklinde kıvrılmaya başlar, nöral tüp adını alır, bu olaya da nörulasyon adı verilir. (F-1)
Nöral
tüp kaudal bölgesi spinal cord’u meydana getirirken rostral parçası beyni
oluşturur.
Nöral
gelişimin bu erken döneminde hücreler hızla bölünür. Nöral tüp uzunluğu boyunca
hücre proliferasyonun derecesi aynı değildir, matur santral sinir sisteminde
çeşitli özelleşmiş bölgeler oluşur. Nöral tüp rostral parçasındaki hücrelerin
proliferasyonu ile üç beyin vezikülü oluşur: Ön beyin – Prosencephalon,
orta
beyin – Mesencephalon,
arka
beyin – Rhombencephalon. (F:2)
Gelişimin
bu erken dönemindeki üç veziküllü evrede iki kıvrım görülür: cervical
flexure: m. spinalis ve rhombencephalon arasında,
cephalic flexure:
rhomb. ve mesenc. arasında .
Daha
sonra pontin flexure 3. bir flexure olarak belirir. Servikal ve pontin
flexure sonunda düzleşir ancak sefalik fleksur gelişim boyunca belirgindir.
Daha
sonraki gelişim döneminde primer embriyonik veziküllerin ikisi bir kez daha
bölünür. (Tablo: 1)
►Nöral hücre farklanmasını indüktiv sinyaller kontrol eder.
Nöral doku formasyonunu oluşturmak üzere ektoderm hücrelerinde
farklanmayı başlatan hangi faktörler belirtilmiştir?
Sinir
sisteminde farklanma , diğer organlardaki gibi, hücrelere özgü spesifik
genlerin ekspresyonu (ifadesi) ile kompleks bir program sonucudur. Genlerin
ifade edildiği bir hücrede iki büyük faktör tanımlanır:
1.grup başka
hücrelerden gelen sinyal molekülleri, indükleyici faktörler. Bu
faktörler serbestçe diffüze olabilir, böylece uzun bir alana etkili olabilir
veya hücre yüzeyinde lokal etkili olabilir. Embriyoda farklı durumlarda
hücrelerde farklı indüktör faktörler gösterildiğinden erken gelişim dönemindeki
bir hücrenin kaderini belirleyen kritik önem taşır.
2.grup
faktör aktive edilen veya uyarılan hücrelerde bulunan moleküllerdir. Yüzey
reseptörlerini içeren bu moleküller indüktör faktörlere aracılık ederler.
Bu reseptörlerin aktivasyonu daha sonra transkripsiyon faktörlerin
aktivitesini module eder ve hücreye özgü
fonksiyonları yerine getiren proteinleri kodlayan gen ekspresyonunu düzenler.
Hücrenin induktiv sinyallere yanıtı competence, belli reseptörlerin varlığına,
transdüksiyon moleküllerine ve eksprese edilen transkripsiyon faktörlerine
bağlıdır.
Böylece bir hücrenin kaderi
kısmen sinyallerle kısmen de kendi gelişim hikayesinin bir sonucu olarak
eksprese edilen gen profiliyle belirlenir . Sinir sisteminde bulunan çok
sayıdaki hücre tipinin oluşum mekanizmasının anlaşılmasındaki anahtar, nöral
plak formasyonunu tetikleyen hücrelerarası sinyaller ve hücre içi mekanizmada
bulunmaktadır.
◆Nöral plak komşu mezodermden sinyallerle indüklenir
Sinir sisteminin nonnöronal hücrelerden gelen sinyallerle
indüklendiğinin ilk kanıtı:
1924’te
Hans Spemann ve Hilde Mangold, amfibi embriyolarında ektodermden nöral plak
farklanmasını “organize edici bölge” olarak tanımlanan özelleşmiş bir
grup hücre tarafından salınan sinyallere bağlı olduğu konusunda temel bir buluş
yaptı.
S
ve M gastrulasyonda transplante edilen hücrelerin normal gelişim programını
takip ettiğini aksial mezodermin ve notokordun oluştuğunu gösterdi. Sonuçta
transplante edilen hücreler konak ektoderm hücrelerinin kaderinde dramatik bir
değişikliğe neden olmuştu. Konak embriyoda gerçek bir sinir sistemi içeren bir
dublike vücut ekseni şekillendi. Sadece organize edici bölgedeki hücreler bu
etkiye sahipti, erken gastruladaki diğer bölgelerin 2. bir vücut ekseni
oluşumunu indüklemediği görüldü. (F:3)
►Nöral indüksiyon Bone Morfogenetik Protein (BMP) sinyallerinin
inhibisyonuna yol açar.
Kurbağa
Xenopus leavis embriyosundaki son çalışmalar nöral indüksiyonu anlamamıza büyük
katkısı oldu.
İlk
bulgu sürpriz bir şekilde nöral farklanmadaki potansiyelin aslında ektodermdeki
default stage- kusurlu evre durumuydu ve basit bir deneyle gösterildi.
Ektodermden birkaç hücre çıkarıldığında (herhangi bir hücreler arası haberleşme
önleniyor) ve herhangi bir faktör eklenmeksizin kültürü yapıldığında tek tek bu
hücrelerin nöral dokuya şekillendiği görüldü. Bu incelemeyle embriyoda nöral
farklanmaya giden ektodermal hücrelerin kapasitesi komşu hücreler arasındaki
sinyal ileti haberleşme ile baskılanıyordu.
Bu baskılayıcı sinyalin mediatörleri TGF
alt sınıfı BMP ile ilgili proteinlerdir. BMP sinyalinin bloke edilmesi
nöral farklanmada tetik mekanizmayı oluşturmaktadır. Tersine BMP sinyali
ektodermin epidermise farklanmasını sağlar. Bu bulgularla organize edici
bölgeden indüktiv sinyal , BMP sinyalinin bloke edilmesi ile nöral dokuyu
indükleme olasılığı ortaya çıkarıldı.Organize edici bölgedeki hücrelerde
bulunan follistatin, noggin, chordin 3 salınan proteinin gösterilmesi bu
fikri direk olarak desteklemiştir. (F: 4)
BMP sinyalinin inhibisyonu ile tetiklenen nöral plak
hücrelerinin farklanması Sox gen ailesinin transkripsiyon faktörlerinin
expresyonuna yol açar. Uyarılan nöral plak hücrelerinin kaderi iki sinyal
sistemi ile kontrol edilir: böylece nöral tübün dorsoventral ve anteroposterior
ekseni boyunca nöral plak oluşumu kontrol edilir.
►Nöral plak komşu nonnöronal hücrelerden gelen
sinyallerle dorsoventral ekseni boyunca şekillenir.
Medulla
spinalis gelişiminde erken dönemde nöral tübün dorsoventral ekseni boyunca farklı
pozisyonlarda farklı hücreler oluşmaktadır.
Nöral
tüp ventralinde orta hatta glial hücreler taban plağını oluşturur. (F:5A). Motor nöronlar taban plağının lateralinde
gelişir ve ara nöronlar motor nöronlara dorsalde uzanırlar.
Nöral
tübün dorsal yarımında ise başlıca iki tip hücre topluluğu şekillenir: Nöral
krista hücreleri periferik sinir sisteminin oluşumunda rol oynar, orta hattaki
tavan plağı hücreleri ise özelleşmiş glial hücrelerdir. Daha sonraki dönemde
ise dorsal duyu internöron sınıfına farklanır.
Bütün bu hücrelerin kimliği ve dorsoventral pozisyonları nasıl
belirlenmektedir?
►Nonnöronal hücreler
Ventrali
nöral plak altında notokorddan;
Dorsali
nöral plak lateral kenarlarında epidermal ektodermden
gelen
sinyallerle kontrol ediliyor.(F:5B)
►Ventral nöral tüp notokord ve taban plağından salgılanan Sonic
Hedgehog tarafından şekillenir.
Organize
edici bölgedeki mezodermal hücreler ve sonra notokord iki tip sinyal uyarı
meydana getirir:
Lokal
etkili sinyal, nöral plak orta hattında uzanan taban plağı formasyonunu uyarır.
Uzun
mesafeli sinyal hem motor hem de ventral internöronların farklanmasını uyarır.
Notokordun
kısa ve uzun sinyal aktivitesi aynı proteinle mediate edilir: Sonic Hedgehog
(SHH), Hedgehog ailesinin bir üyesi, Drosophila embriyosunu çok yönlü
kontrol eden bir gendir. Taban plağı hücrelerini, motor nöron ve ventral
internöronların farklanmasını uyarabilir.
SHH’nin
eliminasyonu notokord indüksiyonunu bloke eder. Bu nedenle nöral tüp ventral
yarımında oluşan hücrelerin indüksiyonu için hem gerekli hem de yeterli bir
proteindir.
Tek başına bir protein, SHH, santral sinir
sistemi ventral yarımında farklı hücre tiplerinin kaderini nasıl belirliyor?
Bu
sorunun yanıtı SHH’nin sadece bir uyarıcı değil aynı zamanda bir morfogen
gibi etkili olmasındadır.
Bir
indüktiv sinyal çeşidi, farklı konsantrasyon eşiklerinde farklı hücre kaderini
yönetebilir: düşük konsantrasyonlardaki SHH, ventral internöronların
uyarılmasında; daha yüksek konsantrasyonlar motor nöronların, daha fazla
artışta ise taban plağı hücrelerinin oluşumunu uyarıyor. (F:6B)
(F:6C).
Bu
sinyal yolu, SHH proteinin bir
heterodimerik reseptör kompleksi ile bağlanmasıyla tetiklenir. SHH, reseptörün
bir subunitine bağlanıyor, bu transmembran proteinine patched adı
veriliyor. Bu bağlantı 2. subunite-bir transmembran proteini-smoothened
baskısından kurtarıyor. Smoothened aktivitesi, birkaç proteinkinazı regüle
ederek ve transkripsiyon faktör sınıfı, gli proteinlerini aktive
ederek hücre içi sinyali oluşturuyor.
SHH sinyal ileti yolunun farklı komponentlerinin kesilmesi
insanlarda geniş bir hastalık çeşitliliğine neden olur. İnsan SHH gen
mutasyonları holoprosencephaly olarak bilinen bir sendroma neden olur, ventral
ön beyin yapılarındaki gelişim kusurudur. İnsanda patched, smoothened, gli
proteinlerindeki mutasyonlar spina bifida, extremite deformiteleri, hatta
kanser gibi nörolojik defektlerle sonuçlanır.
Dorsal nöral tübün kontrolünde hücrelerin kaderi
nasıldır?
►Dorsal nöral tüp epidermal ektoderm ve tavan plağından salgılanan
Bone morphogenetic protein tarafından oluşur.
Nöral
krista, tavan plağı ve dorsal internöronlarda hücre tiplerinin farklanması
nöral tüp lateralindeki ektoderm hücrelerinden BMP sinyalleri ile başlatılır.
Nöral
tüp kapandıktan sonra tavan plağı hücreleri birkaç BMPs eksprese eder ki bunlar
dorsal spinal kordda duyu internöronlarının birkaç sınıfını oluşturmaktan
sorumludur.
(F:7).
BMP
sinyalleri , SMADs olarak tanımlanan bir transkripsiyon faktör sınıfı
tarafından yüzey membranından nukleusa iletilir. BMP sinyalinin yokluğunda SMAD
proteinleri sitoplazmada unfosforilize bir durumda bulunur. BMP reseptörlerinin
aktivasyonuna bağlı olarak SMADs fosforilize olur ve nukleusa girer dorsal
hücrelere özgü transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonunu kontrol eder.
(F:7C)
BMP sinyal ileti yolu:
BMP ligandı tip II reseptöre bağlanır fosforilasyonu ve tip I reseptörünün
aktivasyonunu tetikler
Tip I reseptörleri SMAD 1,5 proteinlerini fosforile
eder
Aktive olan SMAD1,5 ve SMAD4 ile birlikte nukleusa transloke olur hedef genlerin
transkripsiyonunu regule eder.
(F:8)
►Nöral tüp rostrokaudal ekseni birkaç evrede
oluşur
Nöral
tüp kraniyalinde Follistatin, noggin, chordin tarafından uyarılan nöral doku
genleri exprese ettiği görülür ki bunlar ön beyin için karakteristiktir.
Bu
nedenle posterior nöral doku indüksiyonu için ayrıca sinyal yolları
gerekebilir:
Fibroblast Growth Factor ailesinden proteinler ve başka bir molekül retinoik asit posterior nöral dokuda indüksiyona yol açar.
Sonuç
olarak, nöral plakta erken anteroposterior hücrelerin düzenlenmesi farklı nöral
uyarı ve oluşum sinyallerinin kombine etkisini gerektirebilir.
Sonuçta nöral tüpte aynı dorsoventral pozisyonda ancak farklı
rostrokaudal seviyelerde ayrı kimlik ve fonksiyonda nöronlar gelişir.
Nöral tüp rostrokaudal seviyelerinde örn.nöral hücreler
Rhombensefalonda belli segmental birimler halinde nasıl organize olurlar ve
daha ön seviyelerde Mesen.. ve Prosen..da oluşum nasıl kontrol edilir?
◆Rhombencephalon Hox genleri tarafından segmental olarak organize
edilir
Rhombencephalon
gelişiminin anlaşılması, ilgili nöronları etkileyen nörolojik hastalıkların
temelini anlamak için önemlidir: amyotrophic lateral sclerosis (Lou Gehrig
hastalığı) ve duyu nöropatileri
Rhombencephalon gelişiminde nöral tüp
segmentlerine nasıl ayrılmaktadır?
Yüzyıldan
fazla nöral tüp periyodik kabarıklıklar gösterdiği biliniyordu ancak bu konu
belirsizdi. Rhombomer
Rhombencephalonun
gelişimsel önemi nöron organizasyonu ve kraniyal sinirler ve periferik
yapılardaki innervasyon arasındaki ilişkiler detaylı çalışmalarla ortaya
çıkarıldı.
Rhombomer
çiftlerinde belli duyu ve motor nöronları bulunur bunlar kendi brakial
arkuslarını innerve eder. Brakial arkuslar (yutak kavisleri) suda yaşayan
vertebratların solungaç yapılarının evolusyondaki türevleri olarak bulunan
embriyonik dokulardır. (F:9).
Rhombencephalondaki organizasyon nasıl düzenlenmektedir?
Hox
genleri rhombomerleri özgün olarak kontrol eden genlerdir. Bu genler,
homeodomain olarak tanımlanan proteinleri kodlar.
“Homeobox
genleri vertebratlarda ve Drosophilada vücut planını düzenleyen genlerdir.
Drosophilada vucut şeklinin gelişimi ile ilgili çalışmalarda
temel bilgiler elde edilmiştir. 1980 , Christiane Nüsslein-Volhard ve Eric
Weischaus Drosophila da erken dönemde ilk olarak genleri sistematik bir şekilde
tanımlamıştır.
Ed Lewis , homeotik genleri (vucut segmentlerinin dizisini ve
kimliğini belirleyen genler), Homeotik kompleksi HOM-C genlerini tanımlamıştır.
Homeobox genler omurgalılarda da bulunmaktadır. İnsan ve fare
genomunda dört homeobox gen kümesi (Hoxa,Hoxb,Hoxc,Hoxd) farklı kromozomlarda
lokalize olmaktadır. Vertebrat hox genleri, M.spinalis ve Rhombencephalon
gelişiminde anteroposterior eksen boyunca sıralanan alanlarda eksprese edilir.
Rhombencephalon hox gen ekspresyonu nöral tüp iç mekanizmalarıyla regüle edilir
aynı zamanda mezodermal hücrelerden gelen sinyallerden de etkilenmektedir.
Drosophiladaki HOM-C kompleksi ve faredeki hox kümeleri Vertebrat
ve insektaların ortak bir atadan meydana geldiklerini, genetik kontroldeki
önemli bilgilerin evrimsel süreçte korunduğunu düşünülür”
Faredeki
genetik çalışmalarla hox genlerinin rhombomerlerdeki hücrelerin kimliğini
belirlediği ortaya konmuştur. (F:11)
Bir
örnek olarak hoxb-1 geninin rhombomerlerde hücrelerde nasıl etkili olduğu
gösterilmiştir. (F:12) Hoxb-1 normal olarak r4
seviyesinde eksprese edilir. Bu hox genini elimine etmekle r4 hücrelerinin
kaderi, motor nöron kimliğini değiştirir.
Hoxb-1 mutant embriyolarda r4 te kaudale migrasyon görülmez.
Trigeminal
motor nöronlar r2 de oluşur ve laterale migrasyon gösterir, Fasial motor
noronlar ise r4 segmentinde kaudale migrasyon gösterirler.
Arka beyinde Hox gen ekspresyonu aynı zamanda organize edici
bölgeye bitişik mezodermal hücrelerde eksprese edilen retinoik asit tarafından
regüle edilir. Retinoik asit uygulanan memeli embriyolarında , hox gen
ekspresyonundaki değişikliğe bağlı olarak teratojenik ve karaniofasial
anomaliler meydana gelebilir.
►Mesencephalon nöral organize edici merkezden gelen sinyallerle
oluşur
Hücrelerin
oluşumu isthmus bölgesinden gelen
uzun mesafeli sinyallerle kontrol edilir
mesencephalon ve metencephalon arasında yer alan ikinci bir organize
edici merkez.
Isthmus
hücrelerinin graftı mesencep karakterini ortaya çıkarır.
·
iki
sinyal molekülü Wnt-1 ve FGF8 isthmus hücrelerinden salınır ve mesencephalon
farklanmasını kontrol eder
·
iki
homeodomain protein ekspresyonu engrailed 1 ve 2 kaudalden rostrale doğru
derecelenir.
(F:13)
Sonuçta rhombencephalon gibi mesencephalon rostrokaudal oluşumu
homeodomain proteinlerin ekspresyonunu regüle eden lokal indüktiv sinyalleri
ile kontrol edilir.
◆Prosencephalon
gelişiminde rostrokaudal eksen boyunca alt bölümlere ayrılır.
Santral
sinir sisteminin diğer bölgelerinin aksine Prosencephalon gelişimindeki
moleküler olaylar hakkında çok fazla bilgi yoktur. Ancak önbeyin erken gelişiminin nöral tüp
kaudaline benzer bir şekilde kontrol edildiğine dair bilgiler bulunmaktadır.
Rostrokaudal ekseninde
transvers şekilde organize edilmiş alanlar
PROSOMERlerdir.
Prosomer
1-3 diencephalon kaudal
bölümünde
Prosomer
4-6 rostral diencephalon ve
telencephalonda gelişir.
Rostral dienceph. ventral bölgesi hipothalamus ve
bazal ganglionları meydana getirir.
Rhombencephalondaki gibi isthmusdan mesen. oluşumunun kontrolüne benzer bir şekilde, SHH, prosomer 2-3 arasında zona limitans imterthalamica adı verilen sınırda bulunan hücrelerde eksprese edilir. Bu bölgeden gelen sinyaller önbeyinde hücre oluşumunu kontrol edebilir.
Soru? Herbir prosomerden ayrı bir gelişimsel
kompartman mı gelişiyor
Prosen.’nun erken dönem alt bölünmesinde hücreler bağımsız gelişmesi beklenebilirdi. Ancak neokortekste bazı nöronların telen.’da striatal subdivisiondan göç eden hücrelerden geliştiği bilinmektedir. Bu striatal progenitörler iki homeodomain protein eksprese eder, DLX-1 ve DLX-2. Farede bu proteinlerin eksikliğinde, striatal progenitörler neocortex içine göç edemedikleri gösterilmiştir.(F:14)
Bu durum telen. tüm alt
bölümlerinin bağımsız olarak gelişmemesini kanıtlar. Bununla beraber, homeobox
gen ekspresyonunu kontrol eden indüktiv sinyaller önbeyin gelişiminde korunması
temel prensiptir.
Soru? Rostrokaudal ve dorsoventral oluşumun bu
moleküler çalışmalarında hangi esaslar belirlenmiştir?
Embriyonik gelişime yol açan Hox genleri, SHH ve diğer gen çalışmaları Filogeni boyunca korunan molekülleri de ortaya çıkarmıştır.
1990’lı yıllarda ortaya çıkan
bilgiler, gelişimsel sinyallerin ve hatta sinir hücre farklanmasının tüm
programlarının sürpriz bir şekilde vücut şekillerindeki muazzam farklılıklara
rağmen korunmuş olduğudur. Hox genlerinin örnekleri ve SHH aynı transkripsiyon
faktörleri vertebrat ve insectler gibi farklı hayvanlarda vucut şeklini kontrol
eder.
Memeli serebral korteksinde
bölgesel özelleşme nasıl gelişmektedir?
►Serebral korteksin bölgesel farklanması hücre
farklanmasının intrinsic programı gibi afferent inputlara bağlıdır.
Nöronal tabakalanma oluşumunda ve nöronal bağlantılardaki farklılıklarla yetişkin korteksinde belli fonksiyonel alanlar tanımlanabilir.
Korteksteki bölgesel farklanmanın gelişimi ile ilgili olarak somatosensorial kortekste çalışılmıştır. Sıçanlarda bu bölge barrel adı verilen yapılar içerir. Bu yapılar, talamustan afferent inputların somatotopik olarak organize edilmesi nedeniyle vücut yüzeyindeki bıyık alanlarını yansıtır.
Normalde doğumdan sonra belirginleşir ve gelişimin kritik
bir periyodunda barrel formasyonunun oluşumu periferden gelen inputlara
bağlıdır. Bu kritik periyod esnasında derideki bıyık alanları elimine edilirse
kesintiye uğrar. Eğer gelecekteki vizüel korteks dokusu doğum zamanında
somatosensor korteks alanına transplante edilirse, bu bölgede benzer şekilde
barrel gelişir.
Serebral korteksin bölgesel farklanması hücre farklanması afferent innervasyona bağlıdır. (F:15)
Neokorteks bölgesel farklanmasının bazı yönleri de,
afferent innervasyondan bağımsız intrinsic olarak programlı görünmektedir.
Şaşırtıcı bir örnek, sadece somatosensorial kortekste eksprese edilen b-
galactosidase taşıyıcı genin bir transjenik fare hattında gösterilmesi ile
ortaya çıkarıldı. (F:16). Farenin bu
zincirindeki gelecekteki somatosensorial korteksin, korteksin başka bir
bölgesine graftı yapıldığında; transplante edilen hücreler yeni lokalizasyonuna
rağmen b-
galactosidase eksprese etmeye devam ederler. Böylece
Korteksin belli lokal özelliklerine rağmen daha sonraki gelişime kadar
özelleşmez, kortikal alanlar arasındaki intrinsic farklılıklar daha erken
dönemde başlar ve bu farklılıklar korteksin bölgesel olarak özelleşmesinin
önemli kriterlerinin temeli olabilir.